Ana içeriğe atla

Sabreden Tohumun Hikâyesi

 



Sabreden Tohumun Hikâyesi

Bir varmış bir yokmuş…
Kuşların şen şakrak öttüğü, tırtılların dans ettiği, kelebeklerin şarkı söylediği kocaman rengarenk çiçekleri olan bir ormanda minik bir şey yere düşmüş. Bu şey, kendinin kim olduğunu bilmiyormuş.
"Neyim ben, nerdeyim böyle?" diyip endişelenmeye başlamış.

Onun sesini duyan çına ağacı "Biliyor musun, ben de küçükken aynı senin gibiydim. Ama bak yağmur beni suladı, güneş bana ısı verdi, toprak beni kabul etti ve büyüdüm büyüdüm koca bir çınar ağacı oldum. Şimdi kuşlar dallarımda yuva yapıyor, sincaplar beni ziyaret ediyor ve arılar dallarıma bakıp geçiyor.

Korkmana gerek yok, sadece biraz sabret" demiş

O an anlamış bu şey asında kim olduğunu o küçük bir tohumcukmuş.

"Acaba ben ne olacağım, şu koca çınar ağacı mı, yoksa şu rengarenk çiçekler mi? "


Toprak tohumu dinliyormuş, dayanamış o da konuşmuş:

“Sabırlı ol küçük tohum. Her şey zamanla olur.” diyip gülümsemiş

Günler geçmiş, yağmurlar yağmış, güneş sıcaklığını toprağa vermiş Toprak tohumu kabul etmiş ve tohum gün geçtikçe filizlenmeye başlamış. Her biraz daha büyümesinde içi kıpır kıpır oluyormuş.

Bir sabah, minik bir filiz olarak uyanmış toprağın altından.

“Aaa! Ne oluyor bana?” diye şaşırmış.

Toprak cevaplamış:

“Sen büyüyorsun. Artık sen bir fidesin. ve güvendesin”

Fide büyüdükçe etrafında başka canlıları fark etmiş:


Bir uğur böceği, bir arı, bir kuş…

Her biri onu selamlamış ve demiş ki:

“Hoş geldin doğaya! Merak etme, senin de bir görevin var.”

Aylar geçmiş, bizim tohum fideden sonra ağaç olmuş, gürleşmiş dalları, güçlenmiş ve ilk meyvesini vermiş

"Aaaaa, sen meğer bir elma ağacıymışsın" demiş ormandaki bütün canlılar hayretle.
Sonbaharda bir gün, ilk meyvesi dalından sarkarken.

“İşte şimdi anladım,” demiş küçük tohum, "Artık büyük bir elma ağacı oldum. İnsanlar ve hayvanlar benim meyvelerimden lezzetle yiyecek, benim gölgemden faydalanacak." 

"İyi ki sabretmişim. Şimdi ne güzel bir elma ağacı oldum böyle" demiş 

'O günden sonra her sonbaharda meyveler vererek, ormandaki diğer canlılara yuva, gölge ve besin olmuş. Ve gökten üç elma düşmüş: biri bu masalı yazanın, biri bu masalı okuyanın diğeri de bu masalı dinleyenin başına.'

doingggg. iyi geceler elma tatlısı...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aç Gözlü Maymun Çiko

  Aç Gözlü Maymun Çiko Bir varmış, bir yokmuş… Geniş gökyüzünün altında, yemyeşil ve huzur dolu bir orman varmış. Bu ormanda yaşayan hayvanlar, doğanın güzelliğinin tadını çıkararak mutlu mesut yaşarlarmış.Günlerden bir gün, yaramaz maymun Çiko ormanda bir o yana bir bu yana zıplayarak dolaşıyormuş. Tam bir ağacın dalından diğerine atlarken yerde kocaman, devasa bir meyve görmüş. Daha önce hiç böyle bir meyveyle karşılaşmamış. Ne kokusunu biliyormuş ne de tadını… “Bu meyve gerçekten güzel mi acaba?” diye düşünmüş Çiko. Eğer tadı güzelse, onu taşımaya değer bulacakmış. Ama eğer beğenmezse bu kocaman meyveyi taşımaya hiç zahmet etmeyecekmiş.Meyvenin kabuğuna dokunmuş. Sert olduğunu fark edince biraz tereddüt etmiş. “Bu kadar sert bir şeyin içi güzel olabilir mi?” diye düşünmüş. Yine de merakına yenik düşerek meyveyi kaldırmış ve tüm gücüyle yere atıp parçalamış. Meyve çatlamış ve içi ortaya çıkmış. Çiko gözlerine inanamamış! İç kısmı kıpkırmızı ve çok sulu görünüyormuş. Biraz daha ya...

Hoppa ve Birikimin Gücü

  Hoppa ve Birikimin Gücü Bir varmış, bir yokmuş… Ormanda neşeli mi neşeli, macera dolu günler geçiren Hoppa adında bir gergedan yaşarmış. Hoppa, gezmeyi, alışveriş yapmayı ve para harcamayı çok severmiş. Her harçlık aldığında hiç düşünmeden canı ne isterse onu alır, parayı nasıl harcadığını bile fark etmezmiş. Bir gün Hoppa yine heyecanla markete gitmiş. Raflardaki birbirinden renkli ve güzel şeyleri görünce kendini tutamamış; yeni bir kalemlik, birkaç defter ve bir sürü abur cubur almış. Poşetleri kucaklayıp mutlu mesut yola koyulmuş. Tam o sırada arkadaşı karşıdan geliyormuş. “Hoppa, nereden geliyorsun? Yine neler aldın bakalım?” diye sormuş merakla. Hoppa heyecanla poşetlerini açıp göstermiş: “Bak, şu güzel kalemliği aldım! Birkaç defter ve biraz da atıştırmalık aldım!” Arkadaşı kaşlarını kaldırıp şaşkınlıkla sormuş: “Ama Hoppa, senin zaten bir kalemliğin var, hem defterlerin de dolu dolu! Bunları gerçekten ihtiyacın olduğu için mi aldın?” Hoppa bir an duraksamış. Düşünmüş… ve ...

Kahraman Puki

  Kahraman Puki Bir varmış, bir yokmuş… Güzel bir ormanda, küçük bir kaplumbağa yaşarmış. Adı Puki’ymiş. Puki’nin tek bir hayali varmış: Kahraman olmak! Bir gün, Puki arkadaşıyla çay içmeye gitmeye karar vermiş. Yolun ortasında, hızlı mı hızlı Tavşan Lama’yla karşılaşmış. Biraz sohbet ettikten sonra, Puki içini dökmüş: “Keşke senin kadar hızlı olabilsem! İşte o zaman bir kahraman olur ve herkesi kurtarırdım.” Tavşan Lama ise kahkahayla gülmüş: “Hiç kaplumbağadan kahraman olur mu? Sen çok yavaşsın!” Bu sözler Puki’yi çok üzmüş. En yakın arkadaşının bile ona inanmaması moralini bozmuş. Yavaş adımlarla yoluna devam etmiş ve arkadaşının evine varmış. Ama içi hâlâ buruktu. Arkadaşı, onun üzgün olduğunu fark edince sormuş: “Ne oldu Puki? Neden bu kadar mutsuzsun?” Puki iç çekerek anlatmış: “Ben kahraman olmak istiyorum ama çok yavaş olduğum için herkes benimle alay ediyor. Asla kahraman olamayacağımı söylüyorlar.” Arkadaşı ise gülümseyerek ona bakmış ve şöyle demiş: “Nereden biliyorsun? ...