Ana içeriğe atla

Hoppa ve Birikimin Gücü

 




Hoppa ve Birikimin Gücü


Bir varmış, bir yokmuş… Ormanda neşeli mi neşeli, macera dolu günler geçiren Hoppa adında bir gergedan yaşarmış. Hoppa, gezmeyi, alışveriş yapmayı ve para harcamayı çok severmiş. Her harçlık aldığında hiç düşünmeden canı ne isterse onu alır, parayı nasıl harcadığını bile fark etmezmiş.


Bir gün Hoppa yine heyecanla markete gitmiş. Raflardaki birbirinden renkli ve güzel şeyleri görünce kendini tutamamış; yeni bir kalemlik, birkaç defter ve bir sürü abur cubur almış. Poşetleri kucaklayıp mutlu mesut yola koyulmuş.


Tam o sırada arkadaşı karşıdan geliyormuş.


“Hoppa, nereden geliyorsun? Yine neler aldın bakalım?” diye sormuş merakla.


Hoppa heyecanla poşetlerini açıp göstermiş:


“Bak, şu güzel kalemliği aldım! Birkaç defter ve biraz da atıştırmalık aldım!”


Arkadaşı kaşlarını kaldırıp şaşkınlıkla sormuş:


“Ama Hoppa, senin zaten bir kalemliğin var, hem defterlerin de dolu dolu! Bunları gerçekten ihtiyacın olduğu için mi aldın?”


Hoppa bir an duraksamış. Düşünmüş… ve haklı olduğunu fark etmiş. Gerçekten de evde bir sürü defter ve kalemliği vardı. Peki neden yine aynılarından almıştı?


Arkadaşıyla vedalaşıp düşündüğü halde keyfi biraz kaçmış şekilde evin yolunu tutmuş.


Tam eve yaklaşmışken bir taşın üstüne basmış ve pat! diye yere düşmüş. Ayağı fena halde acımış, canı yanınca da gözlerinden yaşlar süzülmüş. Sesini duyan arkadaşları hemen yanına koşup ona yardım etmişler.


Hoppa toparlanıp ayağa kalktığında bir de ne görsün? Ayakkabısı yırtılmış!


Hüzünle iç çekmiş:


“Ama benim yeni ayakkabı alacak param kalmadı ki…”


Arkadaşları ona sevgiyle bakıp gülümsemişler.


“Hoppa, işte bu yüzden parayı dikkatli harcamak gerekiyor. Eğer biraz birikim yapsaydın, şimdi ihtiyacın olan şeyi kolayca alabilirdin. Hayatta her zaman beklenmedik şeyler olabilir. Önemli olan, gerçekten ihtiyacımız olan şeyleri alıp, gereksiz harcamalardan kaçınmak!” demişler.


O günden sonra Hoppa, parasının bir kısmını mutlaka biriktirmeye karar vermiş. Artık her istediğini hemen almak yerine, önce gerçekten ihtiyacı olup olmadığını düşünüyor, biraz birikim yapıyor, sonra alıyormuş.


Ve ne olmuş biliyor musun? Hoppa artık hem daha mutlu hem de daha huzurluymuş! Çünkü artık ihtiyacı olan şeyleri almak için her zaman yeterli parası varmış.


Ve ormanda maceralar hız kesmeden devam etmiş…


SON.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aç Gözlü Maymun Çiko

  Aç Gözlü Maymun Çiko Bir varmış, bir yokmuş… Geniş gökyüzünün altında, yemyeşil ve huzur dolu bir orman varmış. Bu ormanda yaşayan hayvanlar, doğanın güzelliğinin tadını çıkararak mutlu mesut yaşarlarmış.Günlerden bir gün, yaramaz maymun Çiko ormanda bir o yana bir bu yana zıplayarak dolaşıyormuş. Tam bir ağacın dalından diğerine atlarken yerde kocaman, devasa bir meyve görmüş. Daha önce hiç böyle bir meyveyle karşılaşmamış. Ne kokusunu biliyormuş ne de tadını… “Bu meyve gerçekten güzel mi acaba?” diye düşünmüş Çiko. Eğer tadı güzelse, onu taşımaya değer bulacakmış. Ama eğer beğenmezse bu kocaman meyveyi taşımaya hiç zahmet etmeyecekmiş.Meyvenin kabuğuna dokunmuş. Sert olduğunu fark edince biraz tereddüt etmiş. “Bu kadar sert bir şeyin içi güzel olabilir mi?” diye düşünmüş. Yine de merakına yenik düşerek meyveyi kaldırmış ve tüm gücüyle yere atıp parçalamış. Meyve çatlamış ve içi ortaya çıkmış. Çiko gözlerine inanamamış! İç kısmı kıpkırmızı ve çok sulu görünüyormuş. Biraz daha ya...

Kahraman Puki

  Kahraman Puki Bir varmış, bir yokmuş… Güzel bir ormanda, küçük bir kaplumbağa yaşarmış. Adı Puki’ymiş. Puki’nin tek bir hayali varmış: Kahraman olmak! Bir gün, Puki arkadaşıyla çay içmeye gitmeye karar vermiş. Yolun ortasında, hızlı mı hızlı Tavşan Lama’yla karşılaşmış. Biraz sohbet ettikten sonra, Puki içini dökmüş: “Keşke senin kadar hızlı olabilsem! İşte o zaman bir kahraman olur ve herkesi kurtarırdım.” Tavşan Lama ise kahkahayla gülmüş: “Hiç kaplumbağadan kahraman olur mu? Sen çok yavaşsın!” Bu sözler Puki’yi çok üzmüş. En yakın arkadaşının bile ona inanmaması moralini bozmuş. Yavaş adımlarla yoluna devam etmiş ve arkadaşının evine varmış. Ama içi hâlâ buruktu. Arkadaşı, onun üzgün olduğunu fark edince sormuş: “Ne oldu Puki? Neden bu kadar mutsuzsun?” Puki iç çekerek anlatmış: “Ben kahraman olmak istiyorum ama çok yavaş olduğum için herkes benimle alay ediyor. Asla kahraman olamayacağımı söylüyorlar.” Arkadaşı ise gülümseyerek ona bakmış ve şöyle demiş: “Nereden biliyorsun? ...